Alla’sen Söyle Nedir Aşkın Aslı Astarı
Can Yücel
Kimine göre ufak bir çocuktur aşk
Kimine göre bir kuş
Kimi der onun üstünde durur dünya
Kimi der kalp kuruş;
Ama komşuya sordum nedense yüzüme
Mânâlı mânâlı baktı
Karısı bir kızdı bir kızdı sormayın
Aşkedecekti tokadı.
Şıpıtık terliğe mi benzer yoksa
Yoksa kandil çiçeğine mi
Hacıyağına mı benzer dersin kokusu
Yoksa leylâk çiçeğine mi?
Çalı gibi dikenli mi batar mı eline
Andırır mı yoksa pufla yastıkları
Keskin mi kenarı yoksa yatar mı eline?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı!
Tarih kitapları dokundurur geçer
Köşesinde kenarında
Hele bir lafı açılmaya görsün
Şirket vapurlarında;
Eksik olmaz gazetelerin bilhassa
İntihar haberlerinde
Mâniler düzmüşler gördüm üstüne
Telefon rehberlerinde
Aç kurtlar gibi ulur mu dersin
Bando gibi gümbürder mi yoksa
Taklit edebilir misin istesen kemençede
Ne dersen piyanoda çalınsa;
Çiftetelli gibi coşturur mu herkesi
Yoksa ağıraksak bir hava mı?
İstediğin zaman kesilir mi sesi?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı!
Bir hâl oldum çardakların altında
Onu araya araya
Küçüksu’ya baktım orada da yok
Boşuna çıktım Çamlıca’ya;
Anlamadım gitti bülbülün şarkısını
Bir acayip gülün lisanı da;
Benim bildiğim o kümeste değildi.
Ne de yatağın altında.
Aklına esince çıkarabilir mi dilini
Başı döner mi asma salıncakta
At yarışlarında mı geçirir hafta tatilini
Usta mı düğüm atmakta
Millet der peygamber demez mi?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı.
Ona rasladığı zaman duyduğu şeyleri
Kabil değil unutamazmış insan
Yolunu gözlerim bacak kadardan beri
Ama o geçmedi bile yanımdan;
Merdiven dayadım otuz beşime
Öğrenemedim gitti bir türlü
Ne mene mahlûktur bu düşerler peşine
Bunca insan geceli gündüzlü?
Gelsin ya nasıl pat diye gelir mi dersin
Burnumu karıştırırken tatlı tatlı
Ya tutar yatakta bastırırsa sabahleyin?
Talih bu ya otobüste nasırıma basmalı!
Gelişi yoksa havalardan anlaşılır mı
Selâmı efendice mi yoksa gider mi aşırı
Değiştirir mi dersin bir kalemle hayatımı?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı!
Şair: Wystan Hugh Auden
Türkçesi: Can Yücel
Can Yücel
Kimine göre ufak bir çocuktur aşk
Kimine göre bir kuş
Kimi der onun üstünde durur dünya
Kimi der kalp kuruş;
Ama komşuya sordum nedense yüzüme
Mânâlı mânâlı baktı
Karısı bir kızdı bir kızdı sormayın
Aşkedecekti tokadı.
Şıpıtık terliğe mi benzer yoksa
Yoksa kandil çiçeğine mi
Hacıyağına mı benzer dersin kokusu
Yoksa leylâk çiçeğine mi?
Çalı gibi dikenli mi batar mı eline
Andırır mı yoksa pufla yastıkları
Keskin mi kenarı yoksa yatar mı eline?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı!
Tarih kitapları dokundurur geçer
Köşesinde kenarında
Hele bir lafı açılmaya görsün
Şirket vapurlarında;
Eksik olmaz gazetelerin bilhassa
İntihar haberlerinde
Mâniler düzmüşler gördüm üstüne
Telefon rehberlerinde
Aç kurtlar gibi ulur mu dersin
Bando gibi gümbürder mi yoksa
Taklit edebilir misin istesen kemençede
Ne dersen piyanoda çalınsa;
Çiftetelli gibi coşturur mu herkesi
Yoksa ağıraksak bir hava mı?
İstediğin zaman kesilir mi sesi?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı!
Bir hâl oldum çardakların altında
Onu araya araya
Küçüksu’ya baktım orada da yok
Boşuna çıktım Çamlıca’ya;
Anlamadım gitti bülbülün şarkısını
Bir acayip gülün lisanı da;
Benim bildiğim o kümeste değildi.
Ne de yatağın altında.
Aklına esince çıkarabilir mi dilini
Başı döner mi asma salıncakta
At yarışlarında mı geçirir hafta tatilini
Usta mı düğüm atmakta
Millet der peygamber demez mi?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı.
Ona rasladığı zaman duyduğu şeyleri
Kabil değil unutamazmış insan
Yolunu gözlerim bacak kadardan beri
Ama o geçmedi bile yanımdan;
Merdiven dayadım otuz beşime
Öğrenemedim gitti bir türlü
Ne mene mahlûktur bu düşerler peşine
Bunca insan geceli gündüzlü?
Gelsin ya nasıl pat diye gelir mi dersin
Burnumu karıştırırken tatlı tatlı
Ya tutar yatakta bastırırsa sabahleyin?
Talih bu ya otobüste nasırıma basmalı!
Gelişi yoksa havalardan anlaşılır mı
Selâmı efendice mi yoksa gider mi aşırı
Değiştirir mi dersin bir kalemle hayatımı?
Alla’sen söyle nedir aşkın aslı astarı!
Şair: Wystan Hugh Auden
Türkçesi: Can Yücel