Anasayfa
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın, başörtüsü sorununu çözmekten kaçtığını belirterek "Bu sorunu çözme niyeti yok. Çözmek istiyormuş gibi gösteriyor. Mışmışlı politika uyguluyor" diye konuştu.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ile birlikte TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'ün " ilköğretimde türban'la ilgili açıklamaları konusundaki "özgürlük inancım farklı" şeklindeki sözlerini değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ı, başörtüsü sorununu çözmekten kaçmakla suçlayan Vural, "Bu sorunu çözme niyeti yok. Çözmek istiyormuş gibi gösteriyor. Mışmışlı politika uyguluyor. Başbakan kaçmaktadır" diye konuştu.
"BAŞÖRTÜSÜ KOLTUK İÇİN İSTİSMAR EDİLEBİLMEKTEDİR"
Başbakan Erdoğan'a "Üniversiteli kızlarımızın gözyaşları yetmedi mi" diye soran Vural, Başbakan'ın başörtüsü sorunuyla "top gibi oynadığını'savundu. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı ve eşinin açıklamaları karşısında " Benim özgürlük anlayışım farklı " dediğini hatırlatan Vural, " Başbakan bu konuyu siyasi istismar alanı olarak kullanmaktadır " dedi.
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın sözlerinin ardından görüşünü değiştirdiğini savunan Vural " Dün farklı, bugün farklı. Anlaşılan o ki başörtüsü konusu sırça köşklerde oturma rekabetinin bir parçası haline dönüşmüştür. Bir koltuk için başörtüsü istismar edilebilmektedir.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki çekişme 2001 seçimlerinden sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda esen soğuk rüzgarların bir yansımasıdır " diye konuştu. " Benim inancım farklı " diyen Başbakan'a " Ne saklıyorsun. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol " diye seslenen Vural, " Sayın Başbakan'ın karnından konuşmasının gizli gündemi olduğu'kanaatini verdiğini savundu. Vural "Yazıktır, günahtır. Başörtüsünü koltuklarınız ve oy için kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
"MHP'YE ŞAHİN BDP'YE GÜVERCİN"
Vural, Başbakan Erdoğan'ı yargıyı silah olarak kullanmak ve eleştirileri, açtığı davalarla susturmaya çalışmakla da suçladı. Bahçeli'nin söylediği sözlere karşı Başbakan'ın dava açtığını hatırlatan Vural, Erdoğan'ın, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in 2009 sonunda söylediği sözlere karşı ise 22 Ekim 2010 tarihinde dava açtığını bildirdi.
Baydemir'in Başbakan'a "meşe ağacı'ndan söz ettiğini hatırlatan Vural, " Hakaretlere 11 ay tahammül edilmiştir. Meşe ağacının dalları 11 ay sonra Sayın Başbakan'ın aklına gelebilmiştir. MHP ve Genel Başkanına karşı şahin olan Sayın Başbakan BDP'ye, İmralı'nın avukatlarına karşı güvercindir " diye konuştu.
"TOMMİKS, TEKSAS'LA DEVLET YÖNETİYORLAR
Vural bazı bakanların yurtdışından gelen misafirlerle sohbetlerine de değindi. Vural, "AKP'li bakanların yurt dışından gelen misafirlerle sohbetleri Türkiye'de devletin nasıl yönetildiğini göstermesi bakımından son derece ilginç. ABD'den geliyor, bunlar Kızılderili. Sayın Başbakan herhalde Tommiks, Teksas okumalarını önermiş. Hemen bir Tommiks muhabbeti, geyik muhabbeti Tommiks'le, Teksas'la devlet yönetiyorlar. Tommiks'in ABD'li olduğunu zannediyor, halbuki İtalyan kendisi.
Tommiks aslında Kızılderilileri öldürmüş. Suzi'den bahsediyor. Allah bilir Konyakçı ile ilgili de başka yerlerde muhabbet yapıyor olabilirler. Gerçekten Tommiks ve Teksas okuyan Başbakan'ın tavsiyesidir. Biliyorsunuz at pazarlığı yaptığını ifade eden de ABD Başkanı Bush'tu. İşte dış politika böyle sürdürülüyor. Evlere şenlik. Allah bizi cehaletle yönetenlerden korusun diyorum" diye konuştu.
BARDAKOĞLU'NA TEŞEKKÜR ETTİ
Vural, Bardakoğlu'nun görevden alınmasına yönelik bir soruya da "Kendi isteğiyle ayrıldığı söyleniyor. Saygın bir anlayışla görev yapmıştır. Perde arkası nasıl gelişmiştir? Bunu daha sonra değerlendirmemiz mümkündür. Ama böyle bir kişinin Diyanet İşleri Başkanı olmasından rahatsızlık duyan kimse yoktu. Kendisine teşekkür ediyoruz.
Bakanın Diyanet İşleri'nde köklü değişiklikler olacaktır yaklaşımı, Diyanet İşleri'nde mevcut konumdan rahatsızlık duyulduğunu gösteriyor. Hükümet Bardakoğlu'nun görevine devam etmesi yaklaşımını benimsememiş, gitmesini istemiştir" yanıtını verdi.
"SAHTEKARLIĞA, KALPAZANLIĞA GİRİYOR BU"
Vural, hacca giden AKP'li milletvekilleri yerine Genel Kurul'da oy kullanılması konusundaki bir soruya ise, "Milletvekili milletin vekili. Milletvekili, milletvekilinin vekili değil ki. Bu Meclis'in güvenilirliğine darbe vurmak demektir. Hükümetin özgürlük anlayışı, başkalarının yerine sahte imzalarla oy kullanıyorlar.
Allah bizi korusun. Gücü eline geçirenin bunu nasıl kullandığını göstermesi bakımından son derece önemlidir. Bu milletvekili bir başkasının yerine imza atmak suretiyle milleti kandırıyor. Meclisi yöneten Başkanvekilinin bunu kontrol etmesi gerekiyor. Meclis, AKP grubu gibi yönetiliyor. Başkasının yerine sahte imza atıyorlar. Allah bizi korusun.
Böyle devlet yönetilmez. Bakkal dükkanı bile böyle yönetilmez. Sahtekarlık değil mi bu. Sahtekarlık, kalpazanlığa giriyor bu" karşılığını verdi. Anayasa Mahkemesi üyesi seçimine ilişkin tartışmaları hatırlatan Vural, "Milletvekilleri seçtikleri kişinin resmini bile görmediler. Berber Hicabi'yi getirsek Allah bilir onu seçeceklerdi" dedi.
SATILIK CAMİ'NİN BELGESİNİ DAĞITTI
Basın toplantısında İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ise İzmir'in Foça İlçesi Kozbeyli köyündeki 1638 tarihinde yapılan bir caminin satışa çıkarılmasını değerlendirdi. Genel Kurul'da konuyu gündeme getirdiğinde AKP İzmir Milletvekili Taha Aksoy'un ise "böyle bir şey olmadığı" nı söylediğini hatırlatan Sipahi, caminin satılığa çıkarıldığına ilişkin İzmir Defterdarlık Birliği Emlak Dairesi Başkanlığının belgesini basın mensuplarına dağıttı. Sipahi "Başbakan'a göre özgürlük yeni kiliseler açmak, camileri satmaktır" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ile birlikte TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Başbakan Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül'ün " ilköğretimde türban'la ilgili açıklamaları konusundaki "özgürlük inancım farklı" şeklindeki sözlerini değerlendirdi. Başbakan Erdoğan'ı, başörtüsü sorununu çözmekten kaçmakla suçlayan Vural, "Bu sorunu çözme niyeti yok. Çözmek istiyormuş gibi gösteriyor. Mışmışlı politika uyguluyor. Başbakan kaçmaktadır" diye konuştu.
"BAŞÖRTÜSÜ KOLTUK İÇİN İSTİSMAR EDİLEBİLMEKTEDİR"
Başbakan Erdoğan'a "Üniversiteli kızlarımızın gözyaşları yetmedi mi" diye soran Vural, Başbakan'ın başörtüsü sorunuyla "top gibi oynadığını'savundu. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı ve eşinin açıklamaları karşısında " Benim özgürlük anlayışım farklı " dediğini hatırlatan Vural, " Başbakan bu konuyu siyasi istismar alanı olarak kullanmaktadır " dedi.
Cumhurbaşkanı'nın, Başbakan'ın sözlerinin ardından görüşünü değiştirdiğini savunan Vural " Dün farklı, bugün farklı. Anlaşılan o ki başörtüsü konusu sırça köşklerde oturma rekabetinin bir parçası haline dönüşmüştür. Bir koltuk için başörtüsü istismar edilebilmektedir.
Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki çekişme 2001 seçimlerinden sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda esen soğuk rüzgarların bir yansımasıdır " diye konuştu. " Benim inancım farklı " diyen Başbakan'a " Ne saklıyorsun. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol " diye seslenen Vural, " Sayın Başbakan'ın karnından konuşmasının gizli gündemi olduğu'kanaatini verdiğini savundu. Vural "Yazıktır, günahtır. Başörtüsünü koltuklarınız ve oy için kullanmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz" diye konuştu.
"MHP'YE ŞAHİN BDP'YE GÜVERCİN"
Vural, Başbakan Erdoğan'ı yargıyı silah olarak kullanmak ve eleştirileri, açtığı davalarla susturmaya çalışmakla da suçladı. Bahçeli'nin söylediği sözlere karşı Başbakan'ın dava açtığını hatırlatan Vural, Erdoğan'ın, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir'in 2009 sonunda söylediği sözlere karşı ise 22 Ekim 2010 tarihinde dava açtığını bildirdi.
Baydemir'in Başbakan'a "meşe ağacı'ndan söz ettiğini hatırlatan Vural, " Hakaretlere 11 ay tahammül edilmiştir. Meşe ağacının dalları 11 ay sonra Sayın Başbakan'ın aklına gelebilmiştir. MHP ve Genel Başkanına karşı şahin olan Sayın Başbakan BDP'ye, İmralı'nın avukatlarına karşı güvercindir " diye konuştu.
"TOMMİKS, TEKSAS'LA DEVLET YÖNETİYORLAR
Vural bazı bakanların yurtdışından gelen misafirlerle sohbetlerine de değindi. Vural, "AKP'li bakanların yurt dışından gelen misafirlerle sohbetleri Türkiye'de devletin nasıl yönetildiğini göstermesi bakımından son derece ilginç. ABD'den geliyor, bunlar Kızılderili. Sayın Başbakan herhalde Tommiks, Teksas okumalarını önermiş. Hemen bir Tommiks muhabbeti, geyik muhabbeti Tommiks'le, Teksas'la devlet yönetiyorlar. Tommiks'in ABD'li olduğunu zannediyor, halbuki İtalyan kendisi.
Tommiks aslında Kızılderilileri öldürmüş. Suzi'den bahsediyor. Allah bilir Konyakçı ile ilgili de başka yerlerde muhabbet yapıyor olabilirler. Gerçekten Tommiks ve Teksas okuyan Başbakan'ın tavsiyesidir. Biliyorsunuz at pazarlığı yaptığını ifade eden de ABD Başkanı Bush'tu. İşte dış politika böyle sürdürülüyor. Evlere şenlik. Allah bizi cehaletle yönetenlerden korusun diyorum" diye konuştu.
BARDAKOĞLU'NA TEŞEKKÜR ETTİ
Vural, Bardakoğlu'nun görevden alınmasına yönelik bir soruya da "Kendi isteğiyle ayrıldığı söyleniyor. Saygın bir anlayışla görev yapmıştır. Perde arkası nasıl gelişmiştir? Bunu daha sonra değerlendirmemiz mümkündür. Ama böyle bir kişinin Diyanet İşleri Başkanı olmasından rahatsızlık duyan kimse yoktu. Kendisine teşekkür ediyoruz.
Bakanın Diyanet İşleri'nde köklü değişiklikler olacaktır yaklaşımı, Diyanet İşleri'nde mevcut konumdan rahatsızlık duyulduğunu gösteriyor. Hükümet Bardakoğlu'nun görevine devam etmesi yaklaşımını benimsememiş, gitmesini istemiştir" yanıtını verdi.
"SAHTEKARLIĞA, KALPAZANLIĞA GİRİYOR BU"
Vural, hacca giden AKP'li milletvekilleri yerine Genel Kurul'da oy kullanılması konusundaki bir soruya ise, "Milletvekili milletin vekili. Milletvekili, milletvekilinin vekili değil ki. Bu Meclis'in güvenilirliğine darbe vurmak demektir. Hükümetin özgürlük anlayışı, başkalarının yerine sahte imzalarla oy kullanıyorlar.
Allah bizi korusun. Gücü eline geçirenin bunu nasıl kullandığını göstermesi bakımından son derece önemlidir. Bu milletvekili bir başkasının yerine imza atmak suretiyle milleti kandırıyor. Meclisi yöneten Başkanvekilinin bunu kontrol etmesi gerekiyor. Meclis, AKP grubu gibi yönetiliyor. Başkasının yerine sahte imza atıyorlar. Allah bizi korusun.
Böyle devlet yönetilmez. Bakkal dükkanı bile böyle yönetilmez. Sahtekarlık değil mi bu. Sahtekarlık, kalpazanlığa giriyor bu" karşılığını verdi. Anayasa Mahkemesi üyesi seçimine ilişkin tartışmaları hatırlatan Vural, "Milletvekilleri seçtikleri kişinin resmini bile görmediler. Berber Hicabi'yi getirsek Allah bilir onu seçeceklerdi" dedi.
SATILIK CAMİ'NİN BELGESİNİ DAĞITTI
Basın toplantısında İzmir Milletvekili Erdal Sipahi ise İzmir'in Foça İlçesi Kozbeyli köyündeki 1638 tarihinde yapılan bir caminin satışa çıkarılmasını değerlendirdi. Genel Kurul'da konuyu gündeme getirdiğinde AKP İzmir Milletvekili Taha Aksoy'un ise "böyle bir şey olmadığı" nı söylediğini hatırlatan Sipahi, caminin satılığa çıkarıldığına ilişkin İzmir Defterdarlık Birliği Emlak Dairesi Başkanlığının belgesini basın mensuplarına dağıttı. Sipahi "Başbakan'a göre özgürlük yeni kiliseler açmak, camileri satmaktır" dedi.
